Cüneyt Arkın herkesin nasıl ortak sevdiği oldu? Cüneyt Arkın’ın sırrını Salih Tuna açıkladı
85 yaşında hayatını kaybeden Cüneyt Arkın bugün son yolcuğuna uğurlanıyor. Yeşilçam’ın usta oyuncusuyla ilgili bilinmeyenler anılar bir bir ortala çıkarken onun bu kadar çok sevilmesinin sırrını da Sabah yazarı Salih Tuna yazdı.
“Cüneyt Arkın’ın müthiş sırrı” başlıklı yazısında “Nasıl bir duruş sergiledi ki, “endişeli modernler” ile “endişeli muhafazakârlar” omuz omuza yas tutuyorlar? Nedir bunun sırrı? Şaşacaksınız ama söyleyeyim: Yatarken başucuna koyduğu ekmektir. Evet, bildiğiniz ekmek.” ifadelerine yer verdi.
“Namuslu insanlar geçmişini unutmaz”
Daha sonra yazısında “Ne alaka?” deyip kestirip atmayın; anlatacağım, sabredin” diyen Tuna, şöyle devam etti:
Yaşadığı yoksulluğu anlatmıştı
Cüneyt Arkın şöhret olmadan evvel yaşadığı “yoksulluğu” bir televizyon programında şöyle anlatmıştı: “Ben çok açlık çektim. Yüce Allah hiç kimseyi aç bırakmasın (…) Açken rüyanızda ekmek görüyorsunuz… O açlık günlerinden sonra ben ne kadar şöhret olursam olayım, yatarken başucumda daima ekmek vardı…”
Burada biraz soluklanıp kendimize şunu soralım:
Fırınları satın alacak kadar para kazanan ve şöhreti ülke sınırlarını aşan bir aktörün yatarken başucuna ekmek koyması neyin göstergesidir?
Tamam, “Ekmek Mushaf çarpsın ki…” diye yemin eden, ekmeğe, Kuran-ı Kerim’le birlikte anacak kadar “kutsallık” atfeden bir geleneğe mensup olduğunun göstergesidir… Tamam, iliklerine kadar işleyen açlık korkusu yaşadığının ifadesidir. Ki başucunda ekmekle uyumanın anlattığı “açlık”, bence Knut Hamsun’un “Açlık” romanından daha yakıcıdır…
Lakin tüm bunların ötesinde bir başka anlamı daha vardır başucuna koyduğu ekmeğin.
O da geçmişini unutmama bilincidir… Ekmek namustur. Ancak namuslu insanlar geçmişini unutmaz, dahası aslını inkâr etmez.”
Salih Tuna’nın yazısının tamamı için tıklayın