Ali Büyükasar’dan Sert Açıklamalar: FUTBOLCULARIN VE YÖNETİMİN KREDİSİ KALMAMIŞTIR.
14 senedir BJK Kongre üyesi olan, 2013-2017 yılları arasında Genç Beşiktaşlılar Grubu’nun başkanlığını yapan, Sarıyer Spor Kulübü’nde (2016-2020) dört yıllık başarılı yöneticilik kariyeriyle son yıllarda spor ekonomisi yazılarıyla ve TV yorumculuğu ile ön plana çıkan genç jenerasyonun dikkat çeken spor yöneticilerinden Ali Büyükasar, Sarıyer Yenigün Gazetesi’ne birbirinden önemli açıklamalarda bulundu.
Genç yönetici, tüm samimiyetiyle Beşiktaş’ın merak edilen konularını kamuoyu ile paylaştı…
ALİ BÜYÜKASAR:
BEŞİKTAŞ’TA PERİ MASALI SONA ERDİ. GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEK ZORUNDAYIZ…
Sergen hocanın istifası yönetime zaman kazandıracağı bir gerçek lakin o kadar çok problem var ki hangisini değerlendirmeye alsak elimizde kalacak cinsten!!!
Geçen sene alınan çifte kupa ile birlikte sezon içerisinde yaşanılan inişli çıkışlı performans ve çeşitli skandallar ile problemler bilinçli olarak masa altına süpürüldü.
‘Başarı tüm sıkıntıları unutturur.’ sözü tam da geçen seneyi özetleyen bir tespit oldu.
Camiada esen sert muhalefet rüzgarları yerini ılımlı bir havaya bırakarak Avrupa’da başarı hayalleri tüm taraftarın ortak paydasında yer aldı.
Sergen hoca ve yönetim birlik beraberlik duyguları içinde gözüktü fakat…
Tüm bu saydığımız unsurların “suni” olduğu çok kısa süre içerisinde yeniden gün yüzüne çıktı.
Nedeni çok basit…
Kısa dönem için başarılı olabilirsiniz ancak gücünüz ve sistematik planlamalarınız yoksa kalıcı başarı sadece bir hayalden ibaret olarak kalır.
YÖNETİM KESİNLİKLE BU KRİZİ YÖNETEMEDİ
Beşiktaş’ta maalesef özeleştiri yapılmıyor. Sorunu sürekli başka yerlerde arayarak belki de sürecin düzelmesini kendi kendimize ertelemiş oluyoruz.
Futbolcular kağıt üzerinde geçen seneden çok daha iyi ama geçen seneki “takımı” mumla arıyoruz.
Yönetim yeni hoca konusunda çok titiz davranmalı ve aklı selim düşünmelidir…
Çünkü tekrarlanmayan başarı sadece tesadüftür.
Ahmet Başkan ve yönetim son güne kadar başarı için mücadele etmek zorundadır.
Problemlerin çözümünü bulabilmek için ilk önce “sorunları” ve “eksiklikleri” kabul etmek gerekir.
Şampiyonlar ligini Süper lig ile telafi edin. Hâlâ hakemleri, federasyonu veya şanssızlığı mı konuşacağız.
Yönetim acilen özeleştiri yaparak şapkayı önüne koymalı.
Hepimizin gözlemlediği bir gerçek var ki Beşiktaş Yönetimi kesinlikle bu krizi “yönetemedi”!!!
Sergen hoca ve takım yeteri kadar motive edilmedi.
Herkesin aklı geçen senede kaldı. Futbolda dün yoktur bugün vardır.
SERGEN YALÇIN SEVDASININ KULÜBE MALİYETİ 40 MİLYON AVRO OLDU…
Sezon başında Sergen hoca ile anlaşılırken kendisine astronomik bir ücret ödenmesi,
Şampiyonlar ligi için kurulan bütçesi yüksek kadro ve Şampiyonlar liginden alınan 6 yenilgi sonucu kulübün kuruş para alamamasının toplam neticesi minimum 40 milyon Avro olarak karışımıza çıkmış bulunuyor…
6 şampiyonlar ligi maçında 3 gol atıp 19 gol yiyen, -16 averajla ” 0 ” puanda kalan Beşiktaş ekonomik olarak büyük yara aldı.
Şampiyonlar liginde başarı sağlansaydı galibiyette 43 milyon 500 bin TL, beraberlikte ise 14 milyon TL kazanacaktık.
Her Şampiyonlar Ligi galibiyeti; 16 Süper Lig galibiyeti ya da 350 bin adet forma satış kârına eşit bulunmaz bir gelir kalemiydi.
FUTBOLCULARIN VE YÖNETİMİN KREDİSİ KALMAMIŞTIR.
Beşiktaş yönetimi acil bir eylem planı yapmalıdır. Bazı oyuncuların kadro dışı bırakılması faydalı olabilir.
Bazı oyuncuların aynı Sergen Yalçın’da olduğu gibi bu boşvermiş ve inançsız tavırları sürecekse acilen yollar ayrılmalıdır.
Zararın neresinden dönülürse kardır.
İnanmayan gidebilir…
Sosyal medyada sürekli okuyoruz; ‘şu kişi Beşiktaş’ın kendisidir… Bu kişi Beşiktaş’ın her şeyidir’ vs. diye…
Kullanılan bu ifadelerin doğru olduğunu düşünmüyorum. Çünkü tek bir gerçek var ki o da şudur!
Beşiktaş taraftarındır.
Kişiler makamlar gelip geçicidir.
Çoğu unutulur; sadece kalıcı sevgiye layık olanlar hatırlanır.
Kimse kendini çok büyük ve yeri doldurulamaz görmesin…
Kimse kusura bakmasın bu hayal kırıklığının bir mazereti olamaz.
Beşiktaş’ın 0 puan alarak ve olağanüstü kötü averaj ile Avrupa’da grupları tamamlaması tam bir fiyaskodur. Akıl tutulmasıdır!
Sergen hocanın istifasını olumlu buluyorum. Ancak futbolcular, yönetim hatta başkan dahil diğer tüm unsurlarında kredisi kalmamıştır.
Tekrarlanmayan başarı sadece tesadüftür demeye devam edeceğim.
Ahmet Nur Çebi ve yönetimi son güne kadar başarı için mücadele etmek zorunda.
Sorunların çözümünü bulabilmek için ilk önce “sorunları”ve “eksiklikleri” kabul etmek gerekir.
KARANLIK OLARAK NİTELENDİRİLEN FİKRET ORMAN DÖNEMİ HAKKINDA BUGÜNE KADAR NE YAPILMIŞ?
BU “HESAP SORMA” MESELESİ, MESELEDEN ÇIKTI “HİKAYEYE” DÖNÜŞTÜ.
Asıl mesele bir türlü Beşiktaş’ın geçmişi ile yüzleşememesidir.
Sayın Çebi ve ekibi sürekli geçmiş yönetimlerden şikayet etmekte ve çeşitli iddialar ortaya atmaktadır;
şayet var ise bir önceki yönetimin hizmet ettiği dönemdeki usulsüzlükleri ortaya çıkarmalı ve kanun önünde gereği yapılmalıdır.
Son yıllardaki yolsuzluk dedikoduları ve suçlamalar camiamıza hiç yakışmıyor.
Bu “hesap sorma” meselesi meseleden çıktı “hikayeye” dönüştü.
Senelerdir açıklanmayan raporlar, bir ton iddia edilen yolsuzluklar ve “paralar nerede” söylemleri yine lafta kaldı.
Kim kime nasıl hesap sordu şimdi?
Anlayan oldu mu?
Yıllardır sümen altı edilen şu raporları yönetim kurulu artık açıklasında gerçekleri görelim.
BEŞİKTAŞ’IN BORCU REKOR SEVİYEDE İLERLİYOR…
Şu anda üstesinden gelinmesi gereken en önemli sorun Beşiktaş’ın çarpık mali tablosudur.
Beşiktaş’ın doğru ve gerçekçi hedefler doğrultusunda yönetildiğini söylemek, ne yazık ki mümkün değildir.
Beşiktaş’ın toplam borcu son açıklamalara göre yaklaşık 4.5 milyar Türk Lirası seviyelerine ulaştı.
Hatta bu rakamında üstünde olduğunu iddia edenler çoğunlukta.
Beşiktaş’ın tarih itibariyle brüt 4 Milyar 434 milyon TL borcu bulunmaktadır.
2017’de yıllık gelirlerinin 2,58 katı borca sahip olan Beşiktaş, 30 Eylül itibariyle gelirlerinin 5,46 katı borca sahip.
Bu da Beşiktaş’ın hiç gideri olmasa dahi 5,5 yılda borçlarını ancak ödeyebileceğini gösteriyor.
Kulübün gelirleriyle giderleri arasında büyük bir fark var.
Kulüp borç içinde ve borç günden güne büyümekte olduğunu görüyoruz.
1 yılda artan borç 1 milyar 58 milyon tl dir.
Bu bilanço ile yola devam etme imkanı kesinlikle yoktur.
AHMET NUR ÇEBİ’NİN BU YÖNETİMLE İŞİ ZOR. MAYIS AYINDAKİ SEÇİMLERDE YENİ BİR YÖNETİM GÖREBİLİRİZ…
Ahmet beyi çok yakından tanıyan biri değilim, bugüne kadar kendisiyle bir kaç ortamda yanyana geldim. Bu bağlamda kendisini sadece icraatlarından ve sözlerinden değerlendirebilirim.
İyi bir Beşiktaşlı. Bundan kimsenin şüphesi yoktur.
Fakat liderlik tek başına sürdürülebilen bir şey değildir.
Liderin atması gereken ilk adım iyi bir yönetim oluşturmaktır.
Maalesef Beşiktaş son senelerde maddi ve manevi olarak fedakârlık yapmayan sıradan kişilerin rahatlıkla yönetici olabildiği bir kurum haline getirildi.
Bunun yanında Beşiktaş’a dışarıdan baktığımızda işlerin keyfi yönetildiğini görüyoruz.
Ahmet Nur Çebi ve yönetim kurulu konusuna gelirsek; kendileri “güçlü başkan güçlü yönetim” sloganıyla yola çıktılar.
Bu söylemler camiada büyük bir beklenti yarattı.
Beşiktaşlıların beklediği alanlarında öncü, sportif bilgi birikimi yüksek ve ekonomik güçleri çok üst seviyede olan yönetim kurullarının oluşturulmasıdır.
Yönetimin verimsiz ve Beşiktaş’ın haklarını savunacak kapasitede olmadığı tüm kamuoyunun malumudur.
Böyle giderse değişim kaçınılmaz olacaktır.
BEŞİKTAŞ SON 10 SENEDİR SKANDALLAR İLE ANILIR OLDU… BU DURUMU KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR.
Beşiktaş camiasının son yıllarda maruz bırakıldığı Fulya davası, otopark ihalesi skandalı, Vodafone Park’ın maliyetinin belirsizliği, 2004-2012 yılları arasını kapsayan geçmiş döneme ait bağımsız denetim raporlarının açıklanamaması, eski başkan ve yöneticiler ile ilgili mali konular hakkında çıkan olumsuz haberlere net bir cevap verilememesi, Kartal Yuvası ile ilgili dolandırıcılık davası, BJK Divan Başkanlık Kurulu seçimlerinin usulsüzlükten iptal edilmesi gibi birçok dikkat çekici problemler neticesinde gelecek açısından umudumuz kalmamıştır.
En kötüsü de Beşiktaş yönetimlerinin bu konularda hiç bir adım atmamasıdır.
BENİM BEŞİKTAŞLILIKTAN ANLADIĞIM SADECE GÖRDÜĞÜM DOĞRULARI İFADE ETMEKTİR.
Ben özetle Beşiktaş’ın iyi yönetilmediğini düşünüyorum.
Beşiktaş’ın sorunları tüm kamuoyunun gözleri önünde cereyan etmektedir.
Kırmızı çizgiler çoktan aşılmıştır.
Eleştiri yapmış olduğumuz için tepki gösterenlere şunu ifade etmek istiyorum; benim Beşiktaşlılıktan anladığım sadece gördüğüm doğruları ifade etmektir.
Açık konuşmamızdan dolayı bazen alınan, kırılan arkadaşlarımız oluyor.
Bu söylemlerimiz kulübümüzün iyiliğini düşündüğümüz içindir.
Kimseyi eleştirmekten haz almıyoruz.
Gerçekleri söylüyoruz.
Kişisel arkadaşlıklarımız Beşiktaşlılığımızın önüne geçemez. Geçmemelidir.
Önce Beşiktaş taraftarıyız.
Nezaket ve saygı çerçevesinde tüm fikirler söylenmeli, ortak akıl ile sorunların üzerine gidilmelidir.
Beşiktaş Camiası olarak sağduyu ve sükuneti korumalıyız.
Taraftar olarak sıkıldık ve üzüldük.
Ancak bu yönetim ile beraber sonuna kadar mücadele edeceğimizi unutmamamız gerekiyor.
2022 Mayıs ayında seçimli genel kurulda ne yapılması gerekirse hep birlikte yaparız.
Lig için hala zaman ve umut var.
Gerçekler ile yüzleşerek önümüze bakalım.
Umutsuz ve hedefsiz olmak bu büyük camiaya yakışmaz.
Beşiktaşlılık nezaketi ve asaleti için her daim gerçekleri dile getirmeliyiz.
BEŞİKTAŞ BİZİM İÇİN SON 10-15 SENEDEN VE SOSYAL MEDYADAN İBARET DEĞİL. BEŞİKTAŞ BİZİM GENETİK KODLARIMIZA İŞLENMİŞ AİLE KÜLTÜRÜMÜZDÜR.
Beşiktaş bizim için son 10-15 seneden ve sosyal medyadan ibaret değil. Beşiktaş’ın son 30, 40 hatta 50 senesinde bizzat bulunan; kulübümüze hizmet etmiş Beşiktaş değerlerini, kanaat önderlerimiz olan Beşiktaş’ın ak saçlılarını sıkça ziyaret ederek kendilerinin tecrübelerinden istifade ediyoruz.
Onların fikirlerine, yaşanmışlıklarına değer veriyoruz.
Onursal Başkanımız Süleyman Seba’nın dediği gibi “Futbol sadece şampiyonluklara sevinmek değildir. Bunu belli değerlere sahip çıkarak yaşamak gerekir.”
Beşiktaş’ın kurtuluşu öze dönüştür.
Kulübümüze BJK değerlerini çok küçük yaştan itibaren benimsemiş, camiayı tanıyan, değerlerimize sahip çıkan, aileden atadan gelen Beşiktaşlı yöneticiler gerekmektedir.
Birlik ve beraberliğimizi ancak bu şekilde sağlayabiliriz.
MAYIS AYINDA GENEL KURUL ATEŞLİ GEÇECEK… FİKRİ OLAN, PROJESİ OLAN CESARETLE BİR ADIM ÖNE ÇIKSIN…
Ben buradan sizlerin aracılığı ile mevcut yönetime ve muhalefet liderlerine veya kendini öyle lanse eden kişilere şunu belirtmek istiyorum…
Beşiktaş herkesten büyük 118 senelik bir çınardır ve kimseye de muhtaç değildir.
Beşiktaş’a başkan ve yönetici her zaman bulunur.
Kimse kendisini büyük görmesin.
Bu görevler binlerce kişinin hayalidir.
Beşiktaş’ın yeni yüzlere ve gençlere ihtiyacı vardır.
Yönetimde bulunanlar veya yönetime talip olanlar, talip olmak için kurulan gruplar, vakit kaybetmeden kongre üyelerine kendilerine inandırmanın yollarını aramalı ve icraatları ile ispatlamalıdırlar.
KONGRE ÜYELERİNİN VİCDANLARININ SESİNİ DİNLEMELERİNİ RİCA EDİYORUM.
Marka değerine baktığımız zaman Beşiktaş 118 yıllık bir marka.
Onun için bu markanın bir ağırlığı var.
Biz Beşiktaşlılar olarak markamızın değerinin daha iyi kullanılması gerektiğini düşünüyoruz.
Marka değerimizin nakdi değere dönüştürürken kayıpların engellenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Dimdik, tek başına ayakta duran bu camiaya, 118 yaşını aşmış koca çınara desteğin şart olduğu bir dönemdeyiz.
Merhum Süleyman Seba’nın bizlere mirası olan Beşiktaşlılık duruşundan asla taviz vermeden, Beşiktaş değerlerini koruyup yine bu değerleri gelecek nesillere aktarmak, Beşiktaş’ın menfaatlerini her platformda savunmak ve Beşiktaş’ın geleceğini tehdit eden mali sorunların aşılması için projeler üretmek bizim en büyük sorumluluklarımız arasındadır.
Rahmetli Onursal Başkanımız Sn. Süleyman Seba’nın “İyi insan olmadan, iyi Beşiktaşlı olunmaz” sözü her daim rehberimiz olmuştur.
Kongre üyelerinin Beşiktaş’ın gerçek sahipleri olarak; kulübün gidişatı hususunda sorumlu olduklarını unutmamalarını vicdanlarının sesini dinlemelerini rica ediyorum.
ALİ BÜYÜKASAR
Beşiktaş JK Kongre Üyesi ve Genç Beşiktaşlılar Grubu eski Başkanı
Sarıyer S.K eski Genel Kaptanı